selamlar!
uzun zaman oldu yazalı, uzun zamandır da yazmak istiyordum..
hep mutlu yazıyorum,
hep bi üretim,
hep bi geri dönüşüm..
peki geri dönmeyenler?
üzgünüm sevgili okuyucu.
bugün üzüntülüyüm...
---
çok şey oldu.
yeni gelenler..
gidip geri dönmeyecekler..
---
19 ağustos.
minik bi kurbağa katıldı aileme :)
dayımın bir oğlu oldu, minik kurbağa Samet :)
kuzen sayım 16 oldu :)
---
derken..
sevincim 2 ay sürdü.
---
17 ekim.
halamın oğlu.
benimle yaşıt olan tek kuzenim.
yaklaşık 9 yıldır lösemi tedavisi görüyordu.
2 defa yendi o iğrenç hastalığı.
son nakilden beri neredeyse 5 yıl olmuştu.
ekim başında soğuk algınlığı başladı, doktor yolu.
testler falan filan.
hastalık tekrarı.
çok üzüldüm, çünkü insan düşünüyor:
neden o kadar kötü insan varken o?
ve mesajlaşıyorduk sürekli..
ben hiçbir zaman ona hastalığına dair en ufak bi şey söylemedim
bugüne kadar, o da bana..
sanki yokmuş gibi davrandık.
çünkü böyle daha iyiydi.
o gün de öyle söyledim:
gripmişsin, geçmiş olsun. geçer merak etme :)
verdiği cevap da çok güzeldi:
geçecek zaten merak etme sen.
belki 1, belki 2 gün sonra..
bi fotoğraf attım, açmadı.. hiç açılmadı o fotoğraf, açılmayacak...
söylememişler bana..
duyduğumda komik geldi, çünkü ona yakışmıyordu bu, hala da öyle.
yazarken bile çok zorlanıyorum.
o hep 20 yaşında.
hep genç kalacak benim için.
---
insan çok garip bir varlık..
Allah ona öyle bir özellik vermiş ki, inanılması güç.
alışma özelliği.
şu an yukarıdakileri yazabiliyorsam ben bu yüzden.
yalnızlığa alışmak.
acıya alışmak.
ölüme alışmak...
ama düşünüyorum,
sanki hala mesaj attığımda hemen cevap verecekmiş gibi geliyor.
biliyorum vermeyecek.
---
başta çok üzüldüm, ağladım, ağladım..
ama çok çekti be!
kemoterapi nedir bilmiyoruz hiçbirimiz.
nasıl bir psikoloji, nasıl bir motivasyon.
hastayı hasta eden bir şey.
---
bak!
1 ay geçmiş üstünden.
hala üzülüyorum düşününce ama.
alıştım be!
---
ben zaten bi hikaye yazdım:
o, tüm eşyalarını geride bırakıp gitti.
bizi görmek istemiyormuş.
çünkü ne kadar görmediyse o kadar mutlu.
daha güzel bir dünyaya gitti.
kötülerin olmadığı.
çünkü bu dünya onu taşıyamadı.
onun iyiliği bu dünyaya fazla geldi.
ama ben inanıyorum ki şu an acı çekmiyor artık.
hatta çok mutlu.
bazen ellerimi açıp melekler aracılığıyla mesaj gönderiyorum ona :)
eminim cevap atacaktır.
zaten her gün biraz daha yaklaşıyoruz birbirimize.
öyle değil mi?
---
izlemek isterseniz,
çok güzel şiir okuyordu..
(13:30 - 16:10. dakikalar arası)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder