Henüz bitirdiğim kitap: Kürk Mantolu Madonna. Ve neden okumak için bu kadar geç kaldığımı kendime sormadan edemediğim kitap.
Sabahattin Ali ile tanışmamız oldu bu kitap. Gerçekten utanarak söylüyorum bunu. İnternette kahve+kitap fotoğraflarının başrolünü oynadığı için sık sık rast geldiğim ve magazinlerde de filminin yapılacağını duyduğum için alıp okumaya karar verdim. Ve tabii ki oda arkadaşımın şiddetli tavsiyesi beni heyecanlandırdı :) Daha önce de Zülfü Livaneli - Leyla'nın Evi ve Ayşe Kulin - Nefes Nefese kitaplarını tavsiye ederek zevkimden anladığını ispat ettiği için artık her önerisini yazacağım bir kenara <3
Gelelim kitaba... Baştan sona çok akıcı, seni alıyor hapsediyor kendine öyle diyebilirim. İlk başlarda bana Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku filmini hatırlattı. Ve gerçekten yaptığım kısa araştırmada Maria Puder için potansiyel Türk oyuncular listesinde ilk sırada Sezin Akbaşoğulları'nı görmem beni bir kez daha şaşırttı :)
Kitaba gelemiyorum ;) Olay iki parça gibi aslında. Yani kitap iki bölüme ayrılmış ama başlıklar yok tabi ben kendim ayırdım :)) Yazarın görüyle anlatılıyor hikaye. İş arkadaşlarından birinin değişik tavırlarından bahsediyor ve buna olan merakının arttığından.. Sürekli rahatsızlanan sessiz iş arkadaşına ziyarete gitmesiyle gelişiyor olay. Buraya kadar benim için 1. bölüm... Ve sonrasında adamın iş yerindeki masasından istediklerini alıp eve getirmesi ve aradaki kara kaplı defterin içinde yazanları merak ederek okumaya başlaması 2. bölüm. Benim için tabi :)
Gerçekten inanılmaz sevdim kitabı. Bitirdim ve tekrar okumak istiyorum hiçbir yerini atlamadan... İnanılmaz akıcı... Sonlara doğru bile hala merak uyandıran kısımları mevcut.
Daha da açmak gerekirse, buyrun Sabahattin Ali'nin kendi ağzından kitabın ana fikri:
"Dünyanın en basit, en zavallı, hatta en ahmak adamı bile, insanı hayretten hayrete düşürecek ne müthiş ve karışık bir ruha maliktir! Niçin bunu anlamaktan bu kadar kaçıyor ve insan dedikleri mahluku anlaşılması ve hakkında hüküm verilmesi en kolay şeylerden biri zannediyoruz?".
Ayrıca kitabın film olacağından bahsediliyor. Umarım bende oluşan etkiyi azaltmaz..
Ve sizin için kitaptan birkaç alıntı yaptım:
- Dibinde bir ejderhanın yaşadığı bilinen bir kuyuya inecek bir kahraman bulmak, muhakkak ki, dibinde ne olduğu hiç bilinmeyen bir kuyuya inmek cesaretini gösterecek bir insan bulmaktan daha kolaydır.
- İnsanlara ne kadar çok muhtaç olursam onlardan kaçmak ihtiyacım da o kadar artıyordu.
- İnsanlar birbirlerini tanımanın ne kadar güç olduğunu bildikleri için bu zahmetli işe teşebbüs etmektense, körler gibi rastgele dolaşmayı ve ancak çarpıştıkça birbirlerinin mevcudiyetinden haberdar olmayı tercih ediyorlar.
- Zaten küçüklüğümden beri saadeti israf etmekten korkar, bir kısmını ilerisi için saklamak isterim.
- Birçok şeylere ihtiyacımızı ancak onları görüp tanıdıktan sonra keşfetmez miyiz?
- Göreceksiniz ya, ben dünyadan ziyade kafamın içinde yaşayan bir insanım.
-Binlerce kilometre uzakta, bir insan yaşamaz oluvermişti.
Keyifli okumalar♥
Sevgiyle♥
Takip edebileceğiniz hesaplarım:
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder