Imdb: 7.1 Rotten Tomatoes: %83
Aldığı Ödüller: BAFTA
Orange Yılın Filmi, Britanya Komedi Ödüllerinde En iyi Komedi Filmi
Nereden
İzleyebilirim?: Netflix
Notting Hill, Türkçe çevirisiyle, Aşk Engel Tanımaz, 1999 yılı İngiliz yapımı bir romantik komedi filmi. Aslında romantik komedileri pek seven biri değilim. Havaların soğumaya başladığı şu günlerde, Netflix’te izleyecek ve kafamı dağıtacak bir film ararken karşıma çıktı Notting Hill. Başrolünde dünya güzeli ve çok başarılı bir oyuncu olan Julia Roberts’ı görünce bir şans vereyim dedim. Hiç de pişman olmadım.
Filmi konusu klişe Türk
filmlerini aratmıyor aslında. Dünyaca ünlü bir film yıldızı olan Anna
Scott(Julia Robers), Notting Hill’de yaşayan bir kitap satıcısı olan William
Thacker(Hugh Grant)’a aşık olur. Tahmin ediyorum ki bu film İngilizlerin değil
de Amerikanların elinden çıksaydı şimdiye çoktan unutulmuş bir film olarak
tarihin tozlu raflarında yerini alır, adını hatırlayan bile çıkmazdı. Filmi
kendi dalında bir kült haline getiren, çok sevdiğim, İngiliz mizahının harika
kullanımı bence. Thacker’ın garip(gerçekten garip) İrlandalı ev arkadaşı;
zorlamadan yapılan ve klişelere düşmeyen, dozunda esprilerle birleşince ortaya
harika bir komedi filmi çıkıyor. Kah eğleniyoruz kah üzülüyoruz film boyunca
ama asla sıkılmıyoruz. Çok az romantik komedinin başarabildiği bir şey bu
bence. O yüzden mutlaka bir şans verin bu güzel bir filme. Şimdi biraz daha
derinlemesine inceleyelim filmimizi.
(Bundan sonrası spoiler :) )
Anna Scott dünyaca ünlü, bütün dünyanın hayran olduğu bir
film yıldızı. Filminin tanıtımı için geldiği İngilitere’de bir tesadüf eseri
küçük bir kitap dükkanı olan William Thacker ile tanışıyor. Garip bir şekilde
de ona aşık oluyor. Thacker da, haklı olarak, bu aşka karşılık veriyor. İkilinin
başından bir takım komik olaylar geçiyor, romantik dakikalar yaşanıyor. Başlarda
harika görünen ilişki sonraları pek de iyi gitmiyor. Davul bile dengi dengine
demişler! Bir dünya yıldızıyla ilişki yaşamak kolay olmasa gerek. Anna’nın bir
erkek arkadaşı olduğunu öğreniyor, kalbi kırılıyor nazik ve yakışıklı
Thacker’ın. Aşkı başka kollarda arasa da aklı hep Anna’da. Filmin bu noktasında
harika bir sahne çıkıyor karşımıza, sizin de izlemeniz için alta bırakıyorum.(
Sen ne güzel bir şarkısın Ain’t No Sunshine!)
Anna geri dönüyor İngiltere’ye bir film çekimi için. Fırsat
bu fırsat. Kaçırır mı hiç Thacker? Film setine giderek Anna’yı görüyor. Fakat
talihsiz bir konuşmaya kulak misafiri oluyor. Kalbi yine kırılıyor. (Sevenin
yüzü hiç güler mi?) Bir sonraki gün kitapçıya geliyor Anna. Seviyorum seni,
diyor. Ama Thacker’ın aşka olan inancı kırılmış artık. “Benden sana yâr olmaz
güzelim, sen parfüm, ben esrar ve alkol kokarım. ” “Biz ayrı dünyaların
insanlarıyız.” “Çaldığın o kalbi yerine koy lütfen.” tarzında cümlelerle
reddediyor bu sevgiyi. Anna, şöhretin önemi yok, ben sadece sevdiği adamın onu
sevmesini bekleyen bir kadınım, dese de ikna edemiyor Thacker’ı. Ee, romantik
komedi bu, mutsuz sonla biter mi hiç? Thacker bin pişman oluyor. Kolay mı Julia
Roberts’a hayır demek! Öğreniyor ki, Anna Amerika’ya geri dönüyor, pişman
olduğunu söylemek için son bir fırsatı var. Romantik komedilerde alışık
olduğumuz, son anda günü kurtarma sahnesiyle kavuşuyor çiftimiz. Mutlu son! Charles
Aznavour’un müthiş şarkısı “She” ile başlayan film, yine aynı şarkının farklı
bir yorumuyla bitiyor.
Çok beğendim, kesinlikle tavsiye ederim. İyi seyirler!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder